6 Aralık 2011


Erosla evrenin arasını 
yapacak, yetiştirilmek 
üzere,  keskin nişancı eros 
alımı başlamıştır!




“Olamaz mı? Olabilir” kadar nefret ettiğim bi tane daha soru ve tümce birlikteliği yok sanırım hayatımda. Belki “Aşk Tesadüfleri Sever” filminden sonra herkesin ağzına yapışması belki de filmdeki tesadüflerdi beynime bu nefreti sokan ama yok bildiğin geriliyorum duyunca. Tüm sinirim o filmi iki kez izlemek zorunda kalmam yüzünden belki de!

Hayır anlamadığım şey, aşk tesadüfleri seviyor da biz seviyor muyuz soran var mı? 21. yüzyılda bu kadar başına buyruk bir evren kabul edilemez. Hadi diyelim tesadüfü bana yaşattın, erosla ortaklaşa çalış bari de adam da aşık olsun be evren. Yok ama illa acı çektiricen illa körpecik bedenlerimize sıcak kolalar içirip intihara sürüklicen. Vay efendim kavuşursan aşk olmazmış. Ben böyle aşkın ızdırabını o zaman.. Bak bak evrenin sunduğu tesadüfe bak. Koskoca şehirde sen git annesiyle babasını gör. İşin ilginç tarafı ailesinin bu şehirde yaşamıyor olması. Aynı gün, aynı saat, aynı yer. Pes! Sevgilin bile olamayan adamın ailesini tanıma konusunda da bana pes! Çukurumda can çekişen bi ayrık otu gibi kalakaldım öyle. O hovarda adam beni terk edip gitmiş, evren hala tesadüf sunuyor. Eros ta boş boş okları sallıyor Esra Erol’da. Aşık olup ta g.tümüze giren şemsiyeyi, açmaya çalışıyor küstah tesadüf. Acı üstüne acı.. Sadece üzerime oynayacağına bir kere de bi tabak mantıyla gelsin karşıma istiyorum. Ama yok. Madem öyle, evrenle kozlarımızı paylaşıyoruz şu sıra. Çevreme bakmıyorum kim varmış, kim yokmuş ya da onun çevresinden kimseyi tanımak istemiyorum. Ama tesadüfler hala önde! Benim de nefretim!

Geçmişimi rulo yaparak kapatıcam evren, açtığın şemsiyeler gibi sen de bunu hissedersin umarım!


sabifest

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder